28 Kasım 2012 Çarşamba

Ve Mavi Aras Geldi...

            Blogu açarken duyduğum kaygılarda haksız olmadığımı, verdiğim bu kadar aradan sonra dönüş yapmamla kendime kanıtlamış oldum..Olsun geç olsun güç olmasın demişler, yavaş yavaş sindire sindire giderim ben de :) işte yeni yazım :
          "  6 ağustos 2012 " klişe gelecek belki ama hayatımızda yeni bir sayfa, hatta yeni bir "defter" açtığımız o gündü...Mavi Aras'ımız saat 13.10 da Memorial Hastanesinde dünyaya geldi...
           Biraz doğum öncesinden bahsedeyim.Hamileliğim süresince bebekle ilgili hiçbir sıkıntı yaşamadık şükürler olsun ki..İlk aylarda oluşan mide bulantıları ve son aylarda yükselen tiroid değerlerim bile güllük gülistanlık geliyordu bana..Psikolojik olarak çok rahat ve huzurluydum çünkü..Belkide hayatımın en optimist dönemini geçirdim hamileliğim boyunca..Kahkaha  atmak, neşelenmek için bahane arıyordum ..Nefret ederek gittiğim iş yerim bile bir aile gibi sıcak gelmeye başlamıştı.Nerdeyse ! :)
          Mavi karnımdayken daha ilk zamanlardan belliydi iri bir bebek olacağı .Bu durum böyle de devam etti kendimizi hazırlamıştık "iri" bebeğe.. 38.haftada doktorum artık normal doğum yapmamın benim  ve dolayısıyla da bebek için zararlı olabileceğini söyledi.Bebeğin baş çevresi iriydi ve doğum kanalından geçişte geri dönüşü olmayan tehlike yaratabilirdi...Bu durum bir karar vermemizi gerektiriyordu (aynı zamanda bu durum tam da Başbakan'ın normal doğumda ısrar edip insanları telkin ettiği döneme rastgeliyordu:) Bir kaç gün sonra tekrar muayeneye gittik ve artık kararımızı vermiştik Sezaryen doğum olacaktı.O kadar hafta kendimi normal doğuma adapte etmiştim oysa.Bundan sonraki adaptasyon süreci Armağan için başlamıştı; acaba doğuma girecek miydi giremeyecek miydi:)
       39.hafta'nın pazartesi günü sabahı ; heyecanlı ve meraklı ve sinirli ve neşeli ...ve anlatılmaz duygularla dolu bir ruh haliyle kalktık yataktan eşimle.. Annem ve eşimin annesi bize yardım için evdeydi ama  onlardaki heyecan nerdeyse bizden bile fazlaydı.. Epidural sezaryen olacağım için birşey yememem gerekiyordu.hazırlandım, eve son bir kez baktım ve döndüğümüzde artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını gülümseyerek düşündüm.Nihayetinde gerekli eşyalar alındı yola düşüldü..saat 10 gibi hastenemize gittik bizi orada arkadaşlıktan öte sevdiğim kardeşim dediğim Elfida bekliyordu..O da heyecanlıydı teyze olacaktı bir yerde..Erkenden gelmiş hastanede bizi bekliyordu..Armağan işlemleri başlatırken biz odama çıkıp eşyalarımı yerleştirdik hemen ..Geceliklerim..Terliklerim..Misafirler için hazırladığımız kurabiye ve şekerler v.s. sonra odaya gelen hemşire benim sağlık durumumu son kez kontrol etti ve uzattığı ameliyat elbisesini giymemi söyledi..saat 11 civarıydı.. Heyecan artık anlatılmaz vaziyetteydi..Daha sonra teker teker kardeşim ve arkadaşlarımda gelmeye  başladılar odaya..Anı fotoğrafları çekiyorduk bol bol kahkahalar eşliğinde..
        Saat 12 yi gösterirken odaya sedye ile gelen görevliler  artık zamanın geldiğini söylediler...Sedyeye uzanmamla beraber odadaki herkes sustu ve bana baktı, herkesle aynı anda gözgöze gelmiştim sanki, herkesin kalbi aynı anda atıyordu...Armağan elimden tuttu ve artık hakim olamıyordum orada sıkıca durup bekleyen gözyaşlarıma..Kontrolsüz şekilde ağlıyordum.Coşarcasına gülüyordu içim oysa. Kardeşim geldi, ellerimden öptü "korkma" dedi...Hayatımın vazgeçilmezlerinden birisidir çünkü o, ancak o sakinleştirebilirdi beni , bilirdi...
       Ameliyathaneye kadar asker uğurlar gibi bir kalabalıkla gittim :) o saniyeleri hayatım boyunca unutamam..
       Ameliyat hazırlıkları başladı..herkes birşeyler yapıyor...yüzler maskeli, soğuk bir oda..kalabalık ama herkes çok samimi..kim  ne uzmanı acaba...canım yanacak mı? Armağan nerde kaldı! ... bunları düşünüp kendimi sakinleştirmeye,heyecanımı dizginlemeye çalıştım dakikalarca..artık herşey hazırdı ..Eşimi aldılar yanıma elimden tuttu, öptü ..Doktorum Cihangir Yılanlıoğlu ve diğer doktor Altuğ Semiz Bey geldi..Operasyon başlıyordu! " heyecanlanma sakin ol aramızda kal, bak birazdan harika birşeye tanık olacaksın" dedi Cihangir bey hemşirelerede "bakmayın bunun böyle zayıf göründüğüne toraman bir bebek var karnında" diye takıldı :) .  Ve saat 13.10 ! Bir ağlama sesi ile aydınladı tüm korkularım,heyecanım, merakım! yanımdaydı artık oğlum ! hemşiremiz yanıma getirdi Mavi'yi yanağını yanağıma dayadı ve kokusunu aldım..Bu anları belki daha yüzlerce satırda anlatabilirm ...öylesine benzersiz saniyelerdi çünkü!
Sonra Mavi'yi güzel hemşiresi odamıza götürdü, eşimide çıkardılar ve ben yine yalnız kaldım..son kontroller yapıldı ve yaklaşık yarım saat sonra odaya çıkabildim..Oda yine sevdiklerimle, ailemle doluydu... Bir de hayatımın mucizesi, bir tanecik oğlum bekliyordu beni Mavi Aras'ım !
                 

4 yorum:

  1. Aglamadigim dogum hikayesi var mi benim acaba:)

    İsmi cok cok guzel. Hosgelmis dunyaya.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  2. Merhaba... gozlerim doldu doldu ameliyathaneye gitme kisminda gozyaslarima engel olamadim.. mavi aras hosgelmis dunyaya.. artik dunya sizin icin daha da guzel hep boyle kalir insallah.. sevgiler...

    YanıtlaSil